28 Şubat 2011 Pazartesi

FİKRİM HÜR!,VİCDANIM HÜR!...(?)

‎  Merhaba,ben tarihinde 28 şubat kayıtlı vak'aların bulunduğu demokratik ve laik bir ülkenin fikri hür,vicdanı hür biricik vatandaşıyım.Yediğim önümde yemediğim civarımda bir yerimde yaşayıp gidiyorum.Lakin yediklerimin damağımda bıraktığı acı tattan henüz kurtulamamış olmanın verdiği tedirginlik ile yemediklerimi bekler iken pek de istekli olamıyorum.
  Çok konuşmadığım zamanlar beni daha başka seviyorsunuz biliyorum.Lakin Allah çene vermiş vaktiyle durduramıyorum.Yoksa kesinlikle "susma sustukça sıra sana gelecek" sivriliğinde bir çıkış değildir gevezeliklerim.Bildiğiniz üzre sıranın bizden geçtiği çok olmuyor zaten.Hani demem o ki,sussam da sıra bende susmasam da.Üstelik de ülkemde hani bana hani bana diyerek dolaşan bir sürü ruh hastası zararlı var iken.Neyse,çerçevemiz saygı ve sevgi ile parıldasın değil mi ağzımızı bozmayalım.
  "Yahu kızcağızım bunca hürriyet içerisinde ne battı da çıkaramıyorsun" derseniz..Öncelikle" aaa çok ayıp "şeklinde bir tepki verir sonra "çuvaldızı elinizde tutuyorken bir de soruyor musunuz" derim.Hatta bakınız dedim.
    Hasılı kelam diyeyim de biberlere denk gelmeyeyim :
    Bu gün 28 şubat 2012...15 yıldır süper laik bir ülkede yaşıyoruz...Bu öyle bir laiklik anlayışı ki tek kanatlı ve bizim öyle fedakar insanlarımız var ki bu tek kanatın eksikliğini hiç hissettirmiyorlar(?) saolsunlar...Allah eksikliklerini gösterir mi ki...göstermesin tabii...Olur ya belki bir gün Laikilk tanımının kopardıkları kanadını yastık altlarından çıkarma lütfunda bulunurlar da hürriyetimize cila olur...Umut ve fakir ilişkisi denilebilir mi?...Demeyelim yine de..
    Gelelim şu kopmuş kanada:
    Sürekli tanımlar ezberlettiler bize...Biz de ezberledik tabi, o zamanlar eğitim sistemi tartışmıyorduk takdir edersinizki, topumuz bitten az büyüktük.Lakin zamanla düşüncelerimiz hacim olarak geliştikçe ezberlerimizin içeriğini sorgular olduk.Bir de baktık bu ezber eski ezbere küsmüş,kara kedi girmiş aralarına.Bir de baktık ki hoca(affedersiniz ya camideydi o,öğretmenimiz diyecektim) "Laiklik nedir çoocum" dediğinde "Din işlerinin devlet işlerinden ayrılması..."der demez oturtup veriyor notumuzu.Ee hocam(biberlere gelesice dilim) nere gitti bu tanımın uzantısı.Dağa mı kaçtı,inek mi içti.Bu ısrarlı suallerimizin karşılığı "çok merak iyi değildir,adamın başını belaya sokar" mealinde manzumeler işittik bolca çok edebi şeylerdi bilirsiniz az çok hani.Öyle böyle der iken işte yıl 2012 ve elhamdülillah "laik"iz...Yarım marım zaten tam olanı kaldıramaz bu millet olmaz sonra ekmeklerden yağlar eksilir maazallah.
   İşin çatık kaşlı,sert bakışlı özetine gelince:
  "laiklik,din ve vicdan özgürlüğüdür "diye de tanımlar yapılırdı bir zaman...sonra birden baktık ki yazılı kağıtlarımızda cevap olarak yalnızca "din işlerinin devlet işlerinden ayrılması "cevabı tam puan alır oldu...virgülün eksikliğini dahi kabul etmeyen hocalarımız bu tek kanatlı tanımlamayı bağırlarına bastı...Neden böyle oldu peki? Neydi tanımın diğer kanadının görünmez olmasını gerektiren şey? Ben ömrümün başlangıcını başka bir ülkeden mi yaptım? O sebepten mi yanlış anlıyorum o sebepten mi art niyetliyim.
 Ben öküz altında buzağı mı görmek istiyorum? Bu hikayede her şey normal bir ben mi anormalim?
 Bu gün 28 şubat 2012...
 15 yıldır süper laik bir ülkede yaşıyoruz...
 Hepimiz kuşlar kadar özgür martılar kadar mutluyuz
 Bu gün 28 Şubat 2012...
 Fikrim hür, vicdanım hür(!) Tabi kamusal alan dışında ...

    
    

Hiç yorum yok: